
Avrupa Komisyonu’nun Ortak Araştırma Merkezi (JRC) tarafından yapılan son bir çalışma, Avrupa Birliği piyasasında satılan tarçınların endişe verici bir tablo çizdiğini ortaya koyuyor. Bu çalışma, tüketicilerin hem aldatıldığını hem de potansiyel sağlık riskleriyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Aşağıda, bu çalışma kapsamında tarçında gıda sahteciliği ile ilgili bir özeti bulabilirsiniz.
Avrupa Genelinde Kapsamlı Bir Araştırma
JRC bilim insanları, AB üye ülkeleri ve diğer ülkelerden toplanan 104 tarçın örneğini yenilikçi tarama yöntemleriyle mercek altına aldı. Araştırmanın sonuçları oldukça çarpıcı: İncelenen örneklerin üçte ikisinden fazlası uluslararası kalite standartlarını karşılamıyor, AB gıda güvenliği mevzuatına uymuyor veya gıda sahteciliği şüphesi taşıyor. Bu durum, raflarda gördüğümüz tarçınların büyük bir kısmının aslında olması gerekenden çok farklı olabileceğini gözler önüne seriyor.
Seylan Tarçını Aldığınızı Düşünürken…
Araştırmada tespit edilen en yaygın sahtecilik türlerinden biri, daha değerli ve kaliteli olan Seylan (Ceylon) tarçınının yerine, daha ucuz ve daha az aromatik olan Çin tarçını (cassia) kullanılması. “Seylan tarçını” etiketiyle satılan örneklerin %9’unun kısmen veya tamamen Çin tarçını ile değiştirildiği anlaşıldı.
Bununla da kalmayan sahtecilik, tarçın kabuğunun yerine bitkinin diğer kısımlarının kullanılması gibi daha karmaşık yöntemleri de içeriyor. Bu durum, tüketicinin hem parasının karşılığını alamamasına hem de beklediği lezzet ve aromayı bulamamasına neden oluyor.
Göz Ardı Edilemeyecek Sağlık Riskleri
Sahteciliğin ötesinde, araştırma çok daha ciddi güvenlik ve kalite sorunlarını da gün yüzüne çıkardı. İncelenen örneklerin yaklaşık %21’inde izin verilen maksimum kül içeriğinin aşıldığı, %10’a yakınında ise yasal sınırın üzerinde kurşun seviyeleri tespit edildi. Bu ağır metalin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri düşünüldüğünde, durumun ciddiyeti daha da artıyor.
Bir diğer önemli tehlike ise, özellikle Çin tarçınında doğal olarak bulunan ve karaciğer için toksik olabilen “kumarin” maddesi. Araştırmada, 31 numunede özellikle çocuklar için tehlikeli olabilecek seviyelerde kumarin bulunduğu saptandı. Bu, tarçını sıkça tüketen ailelerin ve özellikle çocukların farkında olmadan ciddi bir risk altında olabileceği anlamına geliyor.
Tek Bir Analiz Yöntemi Yetersiz
Avrupa Komisyonu, bu karmaşık soruna karşı tek bir analiz yönteminin yetersiz olduğunu ve çok yönlü bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini vurguluyor. Resmi kontrol laboratuvarlarının sahte ürünleri daha etkin bir şekilde tespit edebilmesi için standart tarama ve doğrulama yöntemlerinin geliştirilmesi öneriliyor. Bu yüksek usulsüzlük oranı, politika yapıcılardan üreticilere ve kontrol laboratuvarlarına kadar tüm paydaşların tarçın piyasasına daha fazla dikkat göstermesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, masum bir baharat gibi görünen tarçının ardında ciddi bir gıda sahteciliği ve sağlık riski yatıyor. Tüketiciler olarak bizlere düşen ise daha bilinçli olmak, güvenilir markaları tercih etmek ve gıda güvenliği konusundaki gelişmeleri takip etmek olabilir.
Kaynaklar
- Commission finds fraud and potential safety issues in cinnamon on the EU market, 24 September 2025, Joint Research Centre, https://joint-research-centre.ec.europa.eu/jrc-news-and-updates/commission-finds-fraud-and-potential-safety-issues-cinnamon-eu-market-2025-09-24_en